Haber

HDP’nin Marmara Denizi’ndeki Kirliliğe İlişkin Araştırma Önerisi AKP ve MHP Milletvekilleri Tarafından Reddedildi.

HDP’nin Marmara Denizi’ndeki kirliliğin nedenlerine ilişkin araştırma önerisinin bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesine ilişkin grup önerisi, AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, “Şu anda Marmara’da yakalanan balıklarda tıbbi balık pandemisi var, balıkların üreme organları olması gerekenden küçük ve balığın boyu yaşına göre orantısız. Biliyorum ki Bakanlık da bu konunun farkında, diğer seviyelerde hastalık yapmayacağının garantisi yok” dedi.

HDP’nin Marmara Denizi’ndeki kirliliğin nedenlerine ilişkin araştırma önergesinin gündeme getirilmesi ve bugün görüşülecek kümelenme önerisi TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Türkiye. Teklif ilişkisini anlatan HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, şunları söyledi:

“DENİZİN DAHA GÜZEL OLDUĞUNU HER ZAMAN BİRLİKTE GÖRÜYORUZ”

“Araştırma teklifini sunmamın asıl sebebi, Marmara Denizi’ndeki kirliliğin geçen yıldan bu yana halen artma eğiliminde olmasıdır. 8 Haziran’da 22 maddelik bir eylem planı açıklandı ve o zamandan beri temel alınarak 22 maddelik eylem planı açıklandı.” 22 maddelik bu plan, deniz hayata geçirilmedi, bir yandan hep birlikte daha da kötüye gittiğini görüyoruz.

Marmara Denizi’nde birçok farklı kirlilik faktörü vardır. Örneğin evsel atıklar, başta İstanbul olmak üzere tüm büyük şehirlerin atıkları Marmara’ya, özellikle Güney Marmara Havzası’ndaki tarımsal atıklar, tüm atıklar Marmara’ya, sanayi atıkları Kocaeli, İstanbul ve Trakya’da Marmara’ya gidiyor. . Günün sonunda Marmara su kalitesinde yaşanmaz bir denize dönüşüyor.

“YERALTIDAN, KİRLİLİKTEN SU ÇEKİLİR VE ERGENE’YE BASKI YAPILIR”

Bu kirliliklerden en çok hangisini etkiliyor denecek olursa, kesinlikle Ergene derin deşarjından bahsetmek gerekir. Denizin 50 metre derinliğine bastırılan Ergene derin deşarjından aldığımız su numunelerinde bakanlığın iddiasının aksine ağır metallerin standartların yüz binlerce katı üzerinde olduğunu gördük. Dünya Sağlık Örgütü’nün Ergene genelinde 2.000 adet sanayi tesisi bulunmaktadır. 2 bin sanayi tesisi farklı niteliklere sahip. Metal, boya, tekstil, birçok sanayi tesisi tüm atıklarını Ergene’ye atıyor. Bu endüstriyel tesisler, suyu Ergene akiferinden almaktadır. Yani toplu fiyatımız olan en kaliteli su yer altından çekilerek kirletiliyor ve Ergene’ye basılıyor.

Kirlilik söz konusu olduğunda, kirliliğin ilk aşamasında dayanabilen canlılar ortamda kalır, dayanamayanlar ya ölür ya da ortamı terk eder. Kirlilik devam ettikçe burada yaşayan nüfus azalır ve hayatın olmadığı bir ortama dönüşmeye başlar. Şu anda Marmara’nın bazı kesimlerinde hayat tamamen ortadan kalktı.

“OLAĞANÜSTÜ BİR MEDUZ, BOĞAZ’DA MÜCEVHER ÇIKTI”

Sanayi tesislerinin çıkar hırsı devam ettiği sürece, belediyelerin bu konudaki kayıtsızlığı devam ettiği sürece, Marmara gibi harika bir varlığı kanalizasyon olarak kullanma yaklaşımı devam ettiği sürece Marmara’nın kaybı samimi bile değildir. . Müsilaj Komisyonundan neden bu zamanda kirlilik arttı diyorum. Şu anda Baltalimanı İleri Biyolojik Arıtma Tesisi açıldıktan sonra Boğaziçi’nde olağanüstü bir denizanası artışı oldu, müthiş bir patlama oldu, tam da müsilaj dönemi gibi bir şeyle karşı karşıya kaldık. Şimdi ne arınıyor, ne kadar arınıyor soru işareti. Önümüzdeki dönemde havaların düzelmesiyle birlikte muhtemelen musilajla ilgili olmayan, diğer fitoplanktonların neden olabileceği diğer türden patlamalarla karşı karşıya kalacağız.

“MAMARA’DA ELDE EDİLEN BALIKLARDA BİR TÜR BALIK PANDEMİSİ DENEYİMİ”

Şu anda Marmara’da yakalanan balıklarda bir nevi balık pandemisi var; Balığın üreme organları olması gerekenden küçük, balığın boyu yaşlarına göre orantısız. Bakanlığın da bu konudan haberdar olduğunu biliyorum, dolayısıyla balığın büyük bir kısmını kapsayan bir balık pandemisi ile karşı karşıyayız. Yarın bu balıkları tüketen insanlarda bu pandeminin başka hastalıklara neden olmayacağının garantisi yok, bu vibrio tabanlı bir bakterinin yaptığı bir şey. Yani bir balık hazinesini, bir deniz hazinesini maalesef hükümetin bu konuya yaklaşımından dolayı kaybediyoruz.

Marmara’da derin deşarj bir an önce engellenmeli; Öncelikle Ergene derin deşarjından sonra ‘derin deşarj’ denilen durum ortadan kaldırılmalı, karada olan karada kalmalı, arıtılmış sular arazide peyzaj ve tarımda kullanılmalı, endüstriyel atıklar önlenmelidir. Balıkesir-Çanakkale Entegre Sahil Yolu Projesi gibi zihinsel sinir projelerinin, Kanal İstanbul Projesi gibi denizi yok eden projelerin önüne geçilmesi gerekiyor ama her şeyden önce bu Meclis bir kez daha toplanmalı ve bu kirliliğin neden kaynaklandığını bir kez daha ortaya koymalı. devam ediyor. Ve harekete geçmesi gerekiyor.”

“MARMARA DENİZİ İNSAN ELİNDEN NE ÇEKİYOR”

HDP’nin grup önerisine ilişkin konuşan İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu, şunları söyledi:

“Marmara Denizi başta olmak üzere denizlerimizdeki müsilaj sorununun nedenlerinin araştırılması ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla dört aylık bir çalışmanın ardından hazırlanan rapor burada ele alındı. Oluşturulan rapor 2021 yılında Marmara Denizi’nde çok şiddetli görülen müsilaj vesilesiyle burada ele alınmıştır.Yağma sonucu Marmara Denizi kötüye kullanılmış, çöplük olduğu sanılmıştır. tarımda yoğun olarak kullanılan gübreler, sanayi ve evsel atıklar ile gemilerin bıraktığı atıklar gerekli önlemler alınmadan Marmara’ya boşaltıldı.

Ergene havzası başta olmak üzere Marmara bölgesindeki akarsuların getirdiği kirliliğin günümüze kadar devam ettiği bilinen bir gerçektir. Kısacası Marmara Denizi ne çekiyorsa insan eliyle çekiyor diyebiliriz. Geçen yaz ‘Musilaj görülmedi’ denilerek Marmara Denizi’nin durumunun iyi olduğu ve atlattığı düşünülmemelidir. Meclis’e sunulan ve görüşülen müsilaj raporunda belirlenen tedbirlerin ne yazık ki yerine getirildiğine dair bir emare yok. Konunun doğrudan sorumlusu olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, müsilajın en yoğun olduğu dönemde 22 maddeden oluşan Marmara Denizi’nin Korunması Eylem Planı’nı hazırlayarak uygulamaya koydu. Başından beri bu planın bazı unsurları gevşetildi, görmezden gelindi ve bazıları hala uygulanmadı.”

“283 KİLOMETRE ERGENE KANALİZASYON GİBİ OLDU”

CHP grubu adına konuşan Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygün, şunları söyledi:

“Meslektaşımla dört ay bu kurulda görev yaptık ama demek ki her şey boş, gerçek ortada. Biz Ezme Komisyonu olarak toplandık ama gelinen noktada İçişleri Bakanlığı’nın tam 22 maddesi vardı. Ortalık bir şey oluşmadı havanda su dövdük şimdi geldiğimiz noktaya geldik Istranca Dağı’ndan doğup Meriç Nehri ile birleşerek Saroz Körfezi’ne dökülen Ergene adeta bir dereye dönüştü. 12 yılında ‘Haliç’i temizlediğimiz gibi Ergene Nehri’ni de temizleyeceğiz’ dedi. 12 yıl geçti Ergene temizliğini bırakın Erdoğan da 13 Kasım 2020’de öyle bir gaf yaptı ki 13 Kasım 2020’de Tekirdağ’daki 7’nci Olağan Kongresi’nde ‘Vatandaşlarım Ergene’ye nasıl akar’ demişti akıllara durgunluk veren. dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu