Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan “Can Atalay” hakkında 3. Ceza Dairesi’ne mütalaa: “Seçim öncesinde Türk Ceza Kanunu’nun 312. maddesi kapsamında suç işleyen…
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen tahliye edilmeyen Hatay Milletvekili Can Atalay’ın durumuna ilişkin mütalaasını 3’üncü Ceza Dairesi’ne sundu. Görüşe göre; “Devletin varlığına karşı suç işlemekle suçlanan bir kişinin dokunulmazlığını kimse kabul etmez. Aksi bir kabul, adalete olan inancı sarsacak ve kamu vicdanını rahatsız edecektir. … Mahkûmiyet kararının temel sevk ve uygulama unsurları, bu suça aittir. Türk Ceza Kanunu’nun 312. maddesi kapsamında “Anlaşıldığı üzere seçim öncesinde bu konu kapsamında suç işleyen milletvekili yasama dokunulmazlığından yararlanamayacaktır. Tutuklunun mahkûmiyetine ilişkin hata ve eylemler devletin güvenliğine karşı yapılan hatalar arasında yer almakta olup, bunların konu kapsamına girmeyeceğini düşünmek mümkün değildir… Reddedilme veya kabul kararı Tahliye kararı Yüksek Daire’ye aittir.”
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen tahliye edilmeyen Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay’ın durumuna ilişkin mütalaasını 3’üncü Ceza Dairesi’ne sundu. 3 Kasım’da Yargıtay’da.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararında “Yargılamanın yeniden başlatılması, mahkumiyetin infazının durdurulması ve ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması zorunludur” diyen tutuklu milletvekili Can Atalay’la ilgili dosyayı göndermişti. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’ne gönderildi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Can Atalay’a ilişkin mütalaasında şu değerlendirmelerde bulundu:
“HİÇBİR DEVLET, VARLIĞINA YÖNELİK KUSURSUZ DAVRANIŞLARLA SUÇLANAN KİŞİNİN DOKUNULMAZLIĞINI TANIMAZ”
“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 14. maddesi Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve demokrasisi, yani varlığı için vazgeçilmez unsurları belirlemiştir. Çünkü hiçbir devlet, tehdit niteliğinde bir suç işlemekle suçlanan bir kişinin dokunulmazlığını kabul etmez. Aksi bir kabul, hak ve edep esaslarına dayanacaktır.” Eşitlik kuralıyla bağdaşmadığı gibi adalete olan inancı da sarsarak kamu vicdanını rahatsız ediyor.
İNGİLTERE ÖRNEĞİ
Tüm bunlara rağmen hukuk kurallarının açıklığının sağlanması yalnızca yasal düzenlemelerle sınırlandırılamaz. Üstelik İngiltere’nin diğer ülkelerden farklı olarak tek bir anayasa metni yok. Birleşik Krallık’ın siyasi yapısını oluşturan kanunlar ve ilkeler bütünüdür. İngiliz Anayasasının büyük bir kısmı kanunlar, mahkeme kararları ve antlaşmalar gibi yazılı ve yazılı olmayan kurallar doğrultusunda şekillenmiştir. İlk Anayasanın hazırlandığı ülke olan Amerika Birleşik Devletleri’nin, İngiltere’nin sömürgesi olması ve daha sonra bağımsızlığını ilan etmesi 250 yıllık bir geçmişe sahiptir.
“YASAMA DOKUNULMAZLIĞINDAN YARARLANMAYACAK”
Somut durumda; Şerafettin Can Atalay’ın 2013 yılında işlediği suçla ilgili soruşturma ve kovuşturmanın milletvekili seçilmeden çok önce başladığı, mahkumiyetine esas olan sevk ve uygulama maddelerinin ise Anayasa Mahkemesi’ne ait olduğu anlaşıldı. Türk Ceza Kanununun 312. maddesi kapsamına giren suçlardan seçim öncesinde bu unsur kapsamında suç işleyen milletvekili, 38/2 maddesinde öngörülen yasama dokunulmazlığından yararlanamayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası.
Anayasanın 14. maddesinde, unsur kapsamına giren kabahatlerin sınırlama olarak yer almaması kanun koyucunun bilinçli tercihidir. Tutuklunun mahkumiyetine yol açan kabahat ve eylemler devletin güvenliğine karşı işlenen hatalar olup, suç kapsamına girmeyeceklerini düşünmek mümkün değildir.
“İHRA KARARININ REDDEDİLMESİ VEYA KABUL EDİLMESİ KONUSUNDA TAKDİR YÜKSEK BAŞKANLIĞININDIR”
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Şerafettin Can Atalay hakkında 28.09.2023 tarihli istinaf incelemesi sonucunda verdiği 2023/12611 sayılı karar, 2023/6359 sayılı kararla hükmün kesinleşerek icrası kesinleşti. . Onama kararı sonrasında sanık hükümlü statüsüne kavuştu ve Yargıtay, kararını Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderdi. Bu aşamada Yargıtay da temyiz incelemesi sırasında tahliyeye ilişkin bir değerlendirme yapmış olup, tahliye kararının reddedilmesi veya kabul edilmesi takdiri Yüksek Daireye aittir.”
NE OLDU?
25 Ekim’de Anayasa Mahkemesi, Gezi Parkı Davası’ndan 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay’ın bireysel hak ihlali başvurusunu görüştü. Can Atalay’ın “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” hakkı ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar verildi.
AYM AYMESİ “YENİDEN YARGILAMA VE SERBEST BIRAKILMASI ZORUNLUDUR” DEDİ
Karar 27 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlandı. Gerekçeli kararda, “Anayasa Mahkemesi’nin başvurucu hakkında tespit ettiği hak ihlallerinin sona erdirilmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması amacıyla, yargılamanın yeniden başlatılması, yargılamanın durdurulması işlemlerine geçildi. mahkûmiyet kararının infazı ve ceza infaz kurumundan salıverilmesinin sağlanması, başvurucunun hükümlülüğünün sona erdirilmesi ve yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi işlemleri gerçekleştirilir.” “Getirilmesi zorunludur” şeklinde değerlendirme yapıldı
“YARIŞMA 3’ÜNCÜ CEZA DAİRESİ TARAFINDAN YENİ BİR DEĞERLENDİRME YAPILMASI GEREKİYOR”
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı Yargıtay’a gönderdi. Mahkeme, Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazdı. Yazıda şu ifadeler kullanıldı:
“Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuruya ilişkin verdiği ihlal kararı Mahkememiz kararına ait olmayıp, Yargıtay ilgili Ceza Dairesi’nin verdiği tahliye talebinin reddi kararına ait olup, başvurucunun tahliye kararına ilişkin kararı verilmiştir. Evraklar ilgili Daire önünde iken bir milletvekilinin, bireysel başvuruya ilişkin ihlalin bu Daire kararından kaynaklandığı ve ayrıca bireysel başvuru yapıldıktan sonra meydana geldiği anlaşılmaktadır. “Belgenin ilgili Ceza Dairesi tarafından detaylı bir şekilde incelenerek karara bağlandığı, ortaya çıkan yeni hukuki durum karşısında Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından yeni bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle evrak Cumhuriyet Başsavcılığınıza iletilmiştir.”